Kış yağmurları ile yazın bahçe sulanabilir mi?
Son güncelleme
Mayıs 7, 2024
Teknoloji çağında yaşamakla beraber, doğanın bize sunduğu büyük bir fırsatı gözden kaçırıyoruz.
Her evde minik bir "baraj" olsa?..
Ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde barajlar, bulunduğu havzada çok önemli bir görev üstlenir: bir yandan ırmağın aşağı kesimini selden korurken, diğer yandan kurak aylarda suya ihtiyacı bulunan bölgelere sulama ve kullanım suyu sağlar. Yaşam kaynağımız olan su, bölgesel planda barajlar yoluyla bu şekilde değerlendirilir. Peki aynı yöntemi kendi evimizde ve iş yerimizde uygulayamaz mıyız?
Aslında formül son derece basit:
Yağmur suyunu hasat et
↓
Depola
↓
Gerektikçe kullan
Yağmur suyu hasadı
"Hasat" denince akla, tarım alanlarımızda olgunlaşan ürünlerin zamanı geldiğinde uygun yöntemlerle toplanması gelir, değil mi? Burada gizli bir faktör daha vardır ki kentlerde yaşayanlar bunu pek bilmezler. Hasat'ın kritik bir vakti vardır. Bu tarihin biraz öncesinde toplasanız, ürünleriniz ya yeterince olgunlaşmamış (ham), ya da besleyicilik, lezzet, ve işlenebilirlik bakımından en uygun kıvama ulaşmamış olur. Biraz sonrasında toplasanız, sinek ve kurtların istilası ya da beklenmeyen yağmur ve dolu gibi olumsuz hava koşullarına maruz kalma riski ortaya çıkar. Bu nedenle, maksimum verim için tarım ürünlerinin tam zamanında hasat edilmesi gerekir. Köylü ve çiftçi bunu çok iyi bilir.
Yağmur suyu da böyledir, ancak bir farkla: bu kez hasat süresi saatler, hattâ dakikalar ile ifade edilir. Diğer bir deyişle, yağmur yağmadan biraz önce ya da yağmur yağdıktan bir süre sonra istesek de artık hasat edemeyiz yağmur suyunu. Yani, gereken hazırlıklar önceden planlanmalı ve yerine getirilmeli. Sağanak bir yağmur esnasında önce derecikleri sonra da ırmakları doldurup besleyen yağmur suyu, engel tanımaksızın, denize kavuşup durgunlaşacağı ana dek yerçekimi yönünde, durmaksızın koşar. O "birkaç on dakika" içerisinde yağmur suyunu değerlendirecek şekilde yönlendirmezsek, hem zarara yol açabilir, hem de büyük bir fırsat denizin tuzlu sularında kaybolur.*
*Karadan akıp gelen ve denize karışan yağmur suyuna deniz yaşamının da ihtiyacı var. Burada kastedilen, yağmur sularının makul bir kısmının hasat edilmesi.
![]() |
Kaynak: Elvis Payne, Creative Commons license |
Vazgeçilmez su depoları: Sarnıçlar
Hasat edilen yağmur suyu, aynı anda kullanılmayacağından, değerlendirileceği zamana dek depolanması gerekir. Bunun için yeterli hacme sahip, kapalı, ve sızdırmaz bir depo gereklidir. Söz konusu yağmur suyu deposunu "sarnıç" olarak adlandırıyoruz. Ticari olarak yaygın bulunan, plastik ve lifli malzeme kullanılarak çeşitli boyutlarda üretilmiş su depoları birer sarnıç görevi görebileceği gibi, sarnıçlar birer yapı olarak da inşa edilebilir.
İstanbul'da Sultanahmet semtinde bulunan devasa Yerebatan Sarnıcı belki de ülkemizdeki en ünlü kapalı su depolama yapısı. Yerebatan Sarnıcı, tarihî İstanbul kent merkezine hizmet vermek üzere planlanmış, kritik öneme sahip bir yapı. Sarnıçların boyutça daha küçük ve yerel hizmet veren türleri de var. Aşağıda bir örneği görülen, dairesel plan ve kubbeli çatı mimarisine sahip tarihî sarnıçlar bu konudaki en güzel örneklerden.
![]() |
Bitez Adaboğazı mevkiinde yer alan tarihî bir sarnıç, 16 Mart 2024 |
Bodrum yöremizde yaygın olarak rastlanan bu sarnıçlar yaklaşık 8 m iç çapa ve giriş kapısının eşiğinden itibaren yaklaşık 2 m derinliğe, dolayısıyla yaklaşık olarak 100 m3'lük bir depolama hacmine sahip. Sarnıçlar Bodrum Yarımadası'nda geçmişte o kadar yaygın kullanılmış ki, yalnız Akçaalan Mahallesi'nde (Turgutreis mevkii) bu sarnıçlardan beşini (5) görmek mümkün.
![]() |
Akçaalan sarnıçları (Google Haritalar uygulamasında görüntülemek için haritaya tıklayabilirsiniz.) |
Büyüklerimizin anlattıklarına göre, tepelerden aşağı doğru akıp gelen su yollarına yön verilerek suyun bu sarnıçlarda birikmesi sağlanırdı. Sarnıca girmesi istenmeyen kir ve çamurdan sakınmak amacıyla, sezonun ilk yağmuru hasat edilmez, sarnıcın dolumu ikinci yağmurdan itibaren gerçekleşirdi.
Görünen o ki tarım ve hayvan yetiştirme ile uğraşan insan sayısının azalması, ayrıca şebeke suyu sisteminin kurulması ve yaygınlaşması sonucu sarnıçlar gitgide unutulmuş ve terk edilmiş. İnsanoğlu bir bakıma, elinin altında bulunan bir hazineyi değerlendirmeme basiretsizliğine düşmüş.
Tarihi sarnıçlar sık sık karşımıza çıkmasına ve kendini bize hatırlatmasına rağmen sarnıç geleneğinin günümüzde terk edilmiş olması sizce de ilginç değil mi?
Sarnıçlar ne işe yarar?
Bu sorunun cevabını, birinci ağızdan, çocukluğundan sarnıçların "emekli oluşuna" dek sarnıçları bizzat kullanmış bulunan, 1934 doğumlu babaannemden aldım. Tüm sarnıçlar, doğanın ikram ettiği yağmur suları ile doldurulurdu. (Benim yorumum: Tepenin yamacında, sarnıcın yakınlarında bir pınar bulunması halinde, gerektiğinde sarnıcın bu pınardan akan su ile desteklenmiş olabileceğini de tahmin ediyorum.)
Bodrum Yarımadası'ndaki tarihî sarnıçların konumuna dikkatle baktığımızda, kimisinin yerleşim bölgesinde, kimisinin yol güzergâhında bulunduğunu fark ediyoruz. Dolayısıyla, kimi sarnıç evlerin arasında, kimisi de kırsalda yer alıyor. Bu nedenle, bir sarnıcın içindeki suyun hangi amaçlar için kullanılacağı, biraz da yerleşime yakınlık ve üst kesiminde ev bulunması (kirlenme olasılığı) ya da sarnıcın doğal alan içerisinde bulunması (temizlik) durumuna göre şekilleniyor.
Evlilikten itibaren babaannemin yaşamı yukarıdaki haritada 2 ile işaretlenen sarnıcın biraz batısında (solunda) yer alan evimizde geçti. Kendi anlatımını özetleyerek aktarayım:
📝
"Evin aşağısındaki sarnıcın (2) suyunu hayvanlara –ineğe, eşeğe,
tavuklara–, ağaçlara, çiçeklere verirdik. Genel
temizlik işlerinde kullanırdık. Sokağımızda ev yapılırken
beton ve harç için de kullanıldığı oldu. Değirmendağı'ndaki sarnıca
(1) kazanlarımızı da alıp çamaşır yıkamaya giderdik. Oranın
suyunu bulaşık yıkarken ve yemek yaparken de kullanırdık.
İslamhaneleri'ndeki sarnıcın suyunu içerdik de."
(Babaannemin evlenmeden önceki yaşamının geçtiği İslamhaneleri Yukarı
Mahallesi...)
📝
Bu arada, o zamanlar herhangi bir boru hattı ve su şebekesi bulunmadığını; ve suyun eve eşekle ya da elde taşındığını da hatırlatmak isterim... 🐴 🤔
Sarnıçlara gerçekten gerek var mı?
Bodrumlular ve Muğla yöresinde yaşayan hemşehrilerimiz yukarıdaki resimde görülen kubbeli sarnıçlara aşina olsa da, "sarnıç" dendiğinde ülkemizde pek çok insanın aklına gelecek ilk, hattâ belki tek şey, İstanbul'daki meşhur Yerebatan Sarnıcı'dır. Oysa sarnıçlar binyıllar boyu sadece Anadolu'nun değil, dünyanın pek çok yerinde inşa edilmiş ve kullanılmış; ve halen kullanılıyor. Gerek hayvan ve bahçe sulamak, gerekse evsel ihtiyaçlar için...
Hızlı ve yoğun bir kentleşme süreci geçirmesine rağmen, Bodrum genelinde müstakil ev (ya da villa) geleneği ve yaşam tarzı korunuyor ve sürdürülüyor. Evlerimizin bahçesinde –ya da "bahçeciğinde"– çeşitli ağaç ve bitkileri yetiştirmekten hepimiz haz duyuyoruz. Bu bitkilerin sulanması hesaba katıldığında, Bodrum'da hane başına ortalama şebeke suyu tüketimi, ülkemizin diğer şehirlerindeki aynı hane nüfusuna sahip bir apartman dairesininkinden daha fazla oluyor.
Bir yarımadada yaşıyoruz, neredeyse dört tarafımız denizle çevrili; bol suları olan kocaman dağlarımız yok; kışın karımız yağmaz; su kaynaklarımız sınırlı; ancak su ihtiyacımız ve tüketimimiz başka yerlerden fazla!..
Bodrum Yarımadası'nda, evlerimizde birer sarnıç olsa ne değişir?
- Kışın evimizin çatısına yağan yağmur boşa akıp yabana gitmez.
- Üstelik, yağmurlar şehrimizde sele neden olmaz.
- Depoladığımız yağmur suyu, yukarıda sıralanan amaçlar için kullanılabilir.
- Barajlarımızın yükü önemli ölçüde azalmış olur.
- Bodrum'da yer altı sularımızı tüketme tehlikesinden korunmuş oluruz.
- Küresel ısınma ve iklim değişikliği gerçek de olsa yalan da olsa, kışın suyu depolayarak, kurak geçen sezonlar için ailemizi güvenceye almış oluruz.
- Söz gelimi, barajlardaki suyumuz yeterli olsa bile, sebze ve meyveleri klorlu şebeke suyu yerine yağmur suyu ile sulamak, verimi ve lezzeti artıran bir faktör. Bence, sırf bunun için bile, evlerimize sarnıç inşa etmeye değer.
Tüm bunları düşününce kesinlikle diyebiliriz ki; sarnıçlara en az atalarımız kadar muhtacız.
O halde, insanoğlunun aklı var ise, yağmur suyunu hasat edip sarnıçta depolaması gerekmez mi?
Fırsat olursa...
- Mevcut ev ve iş yerlerimizde sarnıç inşa etmek mümkün mü?
- Bahçesinde sarnıcı bulunan evlere örnekler
- Ülkemizde sarnıca en çok nerede ihtiyaç var?
- Geçmişte sarnıçları kim doldururdu; bakımını kim ve nasıl yapardı?
- Tarihî sarnıçların kullanım amaçları ve sosyal hayattaki rolü
- Sarnıçta depolanan su başka hangi amaçlarla kullanılabilir?
- Türkiye'de sarnıçlara en çok ihtiyacı olan yerlerden biri: Bodrum
- Bodrum'da yer altı su seviyesi nasıl yükselir?
- Tarım arazilerinde yağmur suyu nasıl hasat edilebilir?
- Günümüzde dünyada sarnıç kullanımı
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz kaydedildi. 👍
Editörün onayından geçtikten sonra burada yayınlanacaktır.
İlginize teşekkürler!.. 💚