2023'e kadar Bodrum DEPREMDE güvenli bir yerdi
Son güncelleme
Mayıs 14, 2024
Uzmanlık alanım olduğu için hemşehrilerimi uyarmak durumundayım:
Geçen yıl yaşanan su kıtlığı sonrasında teraslarda belirmeye başlayan büyük tonajlı su depoları, olası bir deprem anında ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Geçtiğimiz Ekim ayını hatırlayalım: Güz yağmurları gecikmiş; barajımızda su tükenmiş; uzun süreli su kesintileri başlamış; pek çoğumuzun deposunda bile su bitmişti. Sokaklarımızda, evlere tankerle vızır vızır su taşıyan traktörlerin sesi yankılanıyordu. Bodrum, yine Türkiye'nin gündemindeydi, ancak bu kez susuzluk nedeniyle!.. 😓
Kış yağmurları da beklenenin altında seyredince, vatandaşımız –haklı olarak– yaz sezonunu daha hazırlıklı karşılamanın telaşına düştü. Kimisi bahçesine ya da avlusuna, kimisi de teras katına (çatısına) ilave su deposu aldı. Örnek vermek için çok arayışa ve zahmete girmeme gerek yoktu. Bizim evin balkonundan sağa sola bakınmam yeterli oldu. İki farklı binada, ikişerden dört adet büyük su deposu ilk bakışta göze çarpıyor. Biri bir hane ötemizde, diğeri üç hane ötemizdeki komşularımız aşağıda görülen depoları taktırmışlar.
![]() |
A: 3 tonluk B: Tahminen 2 ya da 2 buçuk tonluk C: Tahminen 700 litrelik (Not: Bu resim yalnızca konuyu örneklendirme amacıyla paylaşılmıştır.) |
![]() |
D ve E: Tahminen her biri 2 buçuk tonluk F: Tahminen 700 litrelik G: Tahminen her biri 1 tonluk (Not: Bu resim yalnızca konuyu örneklendirme amacıyla paylaşılmıştır.) |
Sadece bizim sokağımızda ve benim görüş alanımda bunları görebiliyorsak, mahallemizin ve Bodrum Yarımadası'nın geri kalanında neler oluyordur, siz hayal edin!..
Su depoları hep vardı. O halde, sorun ne?
Daha önceki su depolarımız yaklaşık 1'er tonluktu; yatay silindirik depolardı; sayıca hane başına birer taneydi. Oysa şimdi teraslara bile 2,5 ton, hattâ 3 tonluk dikey su depoları yerleştirildiğini görüyoruz. Bu arada, binaya gelen toplam yük miktarı da artmış oluyor.
Yukarıdaki örneklerde yeşil renkle gösterilen C, F, ve G depoları, pek çoğumuzun çatı terasında yıllardır yer alan, ağırlıkça her biri 700 kg ile 1 ton arasında olan, yatay geometrisiyle yükü döşemenin (tabliyenin) farklı noktalarına yayan, toplamda ise bina için çok fazla yük getirmeyen, ayrıca yakın geçmişte farklı depremlerle test edilmiş ve bir bakıma sınavı geçmiş bulunan depolar. Ancak kırmızı renkle gösterilen A, B, D, ve E depoları, teraslarda son zamanlarda görmeye başladığımız, teknik açıdan çeşitli nedenlerle ciddi riskleri beraberinde getiren, ve henüz deprem sınavı geçirmemiş depolar.
Öncelikle belirtmeliyim ki, bu yazıda amacım hiç bir hemşehrimizi suçlamak ya da şikayet etmek değil. Sonuçta insanlar mağdur oldukları bir konuda haklı ve meşru çözümler bulmaya çalışıyorlar. Ancak farkında olmadan bazı risklere neden olunduğunu gözlemliyorum. Bir mühendis olarak, mesleğimin bana yüklediği sorumlulukla, bu risklere dikkât çekmek ve gerekli önlemlerin alınmasını teşvik etmek benim için vatandaşlık görevi.
Kendi ailem, komşularım, ve sevdiklerim başta olmak üzere, hiç kimseyi kaygılandırmak ve paniğe sürüklemek istemem. Bununla beraber, bu konuyu bugün konuşmak zorundayız ki yarın istenmeyen durumlar oluşmasın. Aşağıda yer verdiğim faktörleri, başta, değerli meslektaşlarıma sunuyor ve tartışmaya açıyorum.
İki katlı evleriyle Bodrum, bugüne kadar deprem açısından güven veren bir şehrimizdi. Bugünden sonraki durumu ise bizlerin tutum ve davranışı belirleyecek.
Ne gibi riskler söz konusu?
Bu bölümde teknik birtakım tanımlamalar yapmak durumundayım. Elimden geldiğince günlük konuşma dilini kullanmaya "çalışıcam". Umarım kolay anlaşılır.
Statik durum, hareketsiz olunan, herhangi bir hareketli yüke maruz kalınmayan durumdur. Yani şu anda gördüğümüz, binalarımız ve üzerlerindeki su depolarının sakin duruşu statik durumdur. Yük olarak bina sadece kendi ağırlığını ve sabit duran eşyaları taşır. Dinamik durum ise, binayı bir şekilde "iten" kuvvetler karşısında binanın sergilediği davranışla ilgilidir. Dinamik yükler, hesaplanması daha karmaşık ve öngörülmesi zor olduğundan, bir yapının sağlığı için en kritik faktördür denebilir. Deprem anında yerin sarsılarak sağa sola gitmesi, bir otoparkta yüklü bir kamyonetin ya da otogarda dolu bir otobüsün fren yapması, şiddetli fırtınalar (etkisi az da olsa), bir yapı için hareketli yüklerdir. Bu tip etkiler karşısında, özellikle depremde, binanın kendi ağırlığı ve taşıdığı tüm diğer yükler, binayı yatay doğrultuda "itmeye" çalışır. Yani bir bakıma, o an'a kadar yere dik olan yükler, bir anda yere paralel yüklere dönüşür.
Bu temel bilgiden sonra, şimdi, binalarımızı bekleyen risk faktörlerine geçelim:
1. Ağır su deposu nedeniyle öteleme kuvveti
Olası ("olmayası") bir deprem anında, çatıdaki büyük su depoları binayı üst noktadan yana doğru iten bir kuvvete dönüşür. 3-5 tonluk bu büyük kütle, ilk etki anında eylemsizliğini (hareketsizliğini) korumak ister. Harekete geçen bina ile depo arasında yer alan temas yüzeyindeki sürtünme nedeniyle, binayı hareketin tersi yönünde "çeker". Sallanma devam ettikçe, su deposu da binayla beraber gidip gelmeye başlayarak, bu kez binayı "iterek" normalden daha fazla esnemeye zorlar.
![]() |
Böyle bir anda iki farklı risk ortaya çıkabilir:
- Deprem başlangıcında sağa-sola sallanmak (salınım yapmak) isteyen bina, depoların ters yöndeki etkisiyle "arada kalabilir" (rezonans); kolon ve kirişlerde kesme kuvvetleri kaynaklı kırılmalar oluşabilir.
- Deprem anında her bina bir miktar esner ve sallanır. Doğru tasarlanmış ve inşa edilmiş ise, yapı bu esnemeyi tolere eder ve ayakta kalır. Ancak, uzun süreli bir depremde binanın tepesindeki ağır yük, bu esneme miktarını, kolon ve kirişlerin dayanabileceği sınırların ötesine taşıyabilir. Yani binayı haddinden fazla iterek, maalesef, yıkılmasına neden olabilir. Söz gelimi, binanın tepesi 5 cm esneyeceğine 50 cm esnerse, bina buna dayanamayabilir.
Peki, binalarımız bu etkiye karşı koyamaz mı?
Tepesinde ağır su depoları bulunan bir binanın olası bir deprem anındaki durumunu anlamak için, kendi bedenimiz üzerinde şu basit deneyi yapmamız yeterli: Ayaklarımız açıkken biri bizi yandan itse, bizi devirmesi hattâ kımıldatması çok zordur. Ancak, arkadan itecek olursa, az bir kuvvetle bile bizi kolaylıkla devirebilir. (Bundan kaçınmak için bir ayağımızı ileriye doğru adım atar gibi uzatarak duruşumuzu tekrar sağlamlaştırabiliriz. Ama şimdi yazarken aklıma geldi... yani bu pozu çekmedik... 😕😉)
![]() |
Resimdeki deneyde yan durup ayaklarımızı açmamız, binalardaki perde duvarları (rijitlik kolonlarını) temsil ediyor. Arkadan itilince öne doğru devrilme durumu da perde duvar bulunmayan ya da yetersiz olan durumu temsil ediyor. Yani, deprem açısından güvenli sayılabilmesi için, binada bu etkiyi karşılayabilecek güçte perde duvarlar bulunmalı... gerek kuzey-güney doğrultusu, gerek doğu-batı doğrultusu için ayrı ayrı... (Rijitlik, yapının farklı yükler karşısında esnemeden ve şekil değiştirmeden durumunu koruması, sert ve pek olması anlamına geliyor.)
Yarımada'mızda, 80'li ve 90'lı yıllarda inşa edilmiş çok sayıda ev var, ve bunların kimisinde perde duvar yok. Örneğin, en üstteki resimde görülen komşumuzun binası, benim çocukluğumda, 90'lı yılların başında inşa edildi, ve –eğer varsa da– “yeterli” perde duvar bulunması olasılığı oldukça düşük. Bir bina 2000'li yıllar ve sonrasında, modern "deprem şartnamesi"ne göre inşa edilmiş olsa bile, yani perde duvarları bulunsa bile, tepesinde 5 tonluk bir ağırlığa göre tasarlanmış olmayabilir. Dolayısıyla, dikkate alınması gereken çok sayıda faktör var.
2. Toplam ek yük miktarı (toplam depo ağırlığı)
Modern betonarme yapı tasarımında, herhangi bir katta, döşeme (tabliye) adını verdiğimiz zemini metrekarede yaklaşık 1 ton yüke dayanacak şekilde tasarlar, beton kalınlığını ve demirini (çelik çubukları) ona göre kullanırız. Ancak bu demek değildir ki 50 m2'lik çatı terası 50 tonluk yükü taşır. Bunun anlamı, depolama amacıyla terasın ya da evin herhangi bir noktasında odun, kömür, su deposu, makine gibi bir yükü yığacak olursak, yapının buna hazırlıklı olmasıdır. Ya da –hasbelkader– ailenin gençleri evin bir köşesinde "altta kalanın canı çıksın" oynayacak olurlarsa, bina bu oyuna destek verir 😊. Ancak tüm zemini aynı yükle doldurmaya kalkarsanız, bina buna dayanamaz. Hele ki deprem anında...
3. Su depolarının yeri (konumu)
Varsayalım ki, çatı terasına yerleştirilmek istenen büyük tonajlı bir su deposu için, bina, deprem yükleri açısından da yeterli taşıyıcı sisteme sahip... Bu durumda bile bu büyük deponun tam olarak hangi noktaya konacağının iyi etüt edilmesi gerekir. Yükün hangi döşemeye, hangi kirişlere, hangi kolonlara dağılacağı; üstelik, bir deprem anında binayı hangi yöne doğru etkileyebileceği ve döndüreceği (burulma) gibi faktörler hesaba katılmalı.
Örneğin, yine en üstte yer verilen resimdeki binaya dönecek olursak... A ile işaretlediğim 3 tonluk su deposu 90'lara ait binanın köşesinde yer alıyor, gördüğünüz gibi. 3 tonluk yükün büyük kısmı bir tek kolon üzerine biniyor. Bir mühendis olarak, kendimi o kolon yerine koyunca içim acıyor. 😰
![]() |
Kaynak: Ansys forumunda peteroznewman
adlı kullanıcı (Bu blog sitesinin Ansys ve peteroznewman ile hiçbir bağı yoktur ve bunlar tarafından desteklenmemektedir.) |
4. Su deposunun çatıdan düşmesi olasılığı
Bir deprem anında, yine varsayalım ki, bina yüke dayanabiliyor. Ancak, depremin uzun ve ısrarcı olması durumunda, su deposu sarsıntının etkisiyle yerinden kayabilir. Örneklerde görüldüğü gibi, eğer çatı terasının hemen kenarında bulunuyorsa, 3 tonluk kütlesiyle parapeti kırması gayet mümkün. Öteleme (kayma) fazla olursa ve depo 6 metreden aşağı düşecek olursa, bomba gibi etki yapar; cana değilse bile mala zarar verir. (Bu noktadaki en kötü senaryo ise, biraz yağmur sonrası tabandaki tozun çamurlaşmasını takiben sarsıntı oluşması durumu. Umarız ki böyle bir şey asla yaşanmaz.)
5. Dikkate alınması gereken (diğer) faktörler
Çatı teraslarına ne kadar büyük bir su deposu ve kaç adet konabileceği konusunda, özetle şu faktörlerin bir teknik eleman tarafından dikkatle değerlendirilmesi gerekir:
- Binanın hangi yılda, hangi şartnameye göre tasarlandığı ve inşa edildiği
- Her iki doğrultuda (kuzey-güney ve doğu-batı gibi) perde duvar bulunup bulunmadığı
- Tasarımda teras alanları için öngörülen yük miktarı ve dağılım şekli
- Su deposunun konumu (köşe kolonuna yakın... kiriş ortasında... vs.)
Bu listeye eklenmek üzere, değerli meslektaşlarımın önerileri olursa, aşağıdaki yorum kısmına not bırakabilirler.
Peki, ne yapılmalı?
Bu konuda, gördüğüm kadarıyla,
- biz vatandaşlara,
- meslektaşım olan inşaat mühendisi arkadaşlara,
- teknik hizmet (sıhhî tesisat vs.) veren firmalara, ve
- belediyemize
ayrı ayrı sorumluluklar düşüyor. Şimdi bir mola verelim. Bu görevlere de –kısmet olursa– daha sonra ayrı bir yazıda değinelim. Ama şimdilik yalnızca şunu ifade edeyim: Bu yazıdan hareketle belediye ya da bir başka kurum, çatısına büyük depo koymuş vatandaşa cezai yaptırım uygulamaya kalkarsa, bu asla doğru bir tutum olmaz. Öncelikle, bu konuda belli prensipler ve tavsiyeler ortaya konmalı; düzenleme yapılmalı; sonra vatandaş bu konuda bilgilendirilmeli; kiracı-ev sahibi dayanışması içerisinde, karşılıklı iyi niyete dayalı çözümlerin uygulanması teşvik edilmeli.
Bu arada, pek çok bina için en doğru çözüm, bu tip büyük depoların çatıya değil de, bahçeye yerleştirilmesi ve suyun hidrofor yardımıyla kullanılması olacaktır.
Alternatif olarak, eski tip hidroforların kullanım esnasında neden olduğu konforsuzluktan (suyun hızlanması ve yavaşlaması) kaçınmak isteyenler, hidroforu, çatı terasındaki 1 tonluk mevcut depolarını beslemek için kullanabilir; oradan serbest basınçla ve sabit hızda (debide) akan suyu tüketmeye devam edebilir.
Mindos Balıkçısı
İnşaat Yüksek Mühendisi
(2004 yılında Sakarya-Pamukova tren kazası öncesi basın bildirisi ile herkesi uyaran rahmetli Prof. Dr. Aydın Erel'in öğrencisi)
Akçaalan / Turgutreis
6 Mayıs 2024
Önerilen ek okumalar:
Evlerimizde birer sarnıç olsa...
Çok yerinde bir yazı olmuş. Bahsetmiş olduğunuz konular çok önemli. Birşey olmaz mantığı ile hareket etmemek gerekir. Ceza ile değil bilinçlendirme ile bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Bu yazı için Teşekkür ederiz.
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş. Teşekkürler.
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık çok ince görülmüş bir çalışma
YanıtlaSilMindos Balıkçısı Mehmet bey kardeşim emeğine sağlık. Rahmetli hocan gibi olma ihtimali durumlara karşı önceden uyarma hassasiyetinde olmak çok ince , hassas ve yerinde bir paylaşım olmuş. Teknik açıdan izahlar fevkalade olmuş.
YanıtlaSilMalta'da yaşıyorum. Buradaki çatılar da Bodrum'dakiler gibi düz, ve çatıda su deposu uygulaması burada da çok yaygın. Fakat 500 kg'lık küçük depoları yan yana seri şekilde bağlayarak yayılı yük oluşturuyorlar. Böyle bir alternatif de düşünülebilir.
YanıtlaSilSevgili Dostlar,
YanıtlaSil"1. Ağır su deposu nedeniyle öteleme kuvveti" bölümünde yer verdiğim "arkadan itilince devrilme" deneyi ve canlandırma resmi ile aslında binada yeterli perde duvar bulunması durumunu anlatmak istemiştim. Anlatım sıralamasında biraz karışıklık olduğunu fark ettim ve bu bölümü tekrar düzenledim. Ayrıca bir illüstrasyon ekledim. Umuyorum ki şimdi daha anlaşılır oldu.
Bu arada, ilginize sonsuz teşekkürler...
Bu yazıyla uyarınız iyi olmuş, çok teşekkürler! Tipik üç katlı bir binanın en üst katında oturuyoruz ve artan su kesintileri yüzünden şu an her katın bir tonluk su deposu artı güneş enerjisi panelleri ve depoları artı klima vantilatörleri var. Dağınık bir şekilde ama küçük bir alanda ve hepsi tam üzerimizdeler. Tavanın taşıma gücünü nasıl tespit edebiliriz acaba? Saygılar
YanıtlaSilGayet yerinde sorunuz için teşekkürler... Bu yazıda özellikle dikkât çekmeye çalıştığım, dikey geometriye sahip ve her biri 2 ya da 3 tonluk olan büyük boy depoların –hele ki birden çok– bulunması durumu 😨. Çünkü hem toplam yük, hem de noktasal yük problemine neden oluyor. Sizin binanızdaki durum ise: 1 tonluk (ya da 700 litrelik) depolar yatay olduğundan ve yan yana dizildiğinden, yük büyük ölçüde dağıtılmış oluyor (ayrıca hemen üstteki Malta yorumuna da bakın ☝). Güneş panelleri ve klima üniteleri ise, bina çok eski değilse, bu bölgede yaygın hattâ standart olduğu için tasarım aşamasında zaten hesaba katılmıştır. 👍
SilSevgiler...
Verdiğiniz bilgiler çok kıymetli ve rahatlattı da! Çok teşekkürler, saygılar
Sil